GASTROÖZOFAJİAL REFLÜ HASTALIĞI
Normalde yutulan bir yemek lokması, yemek borusunu geçtikten sonra mideye geçer. Midenin içeriği mide ile yemek borusunun bileşkesinde yerleşmiş fonksiyonel bir kapak mekanizma ile midede kalır. Günlük hayatta her gün hepimiz midemizin içindeki asit ve yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçma olayını yaşamaktayız ve bu tamamen normal bir olaydır. Yemek borusuna geri kaçan asit bu bölgede tahribata yol açarsa işte o zaman Gastroözofajial Reflü Hastalığından (GÖRH) söz edilir.
GÖRH karın bölgesinin en üst kısmında ve göğüs kafesinin arkasında hissedilen ağrı ve yanma hissi, ağız ve boğaza yenilen yemekler ve ya acı suyun geri gelmesi, sık gaz ve geğirme, kusma ve ağız kokusu gibi tipik şikayetlerle seyredebildiği gibi, ağızda su toplanması, göğüs ağrısı, nefes darlığı veya sıkışması, boğaz ile ilgili şikayetler ve ses kısıklığı gibi başka hastalıkları taklit eden şikayetlerle de karşımıza çıkabilir.
GÖRH’daki ana problem yemek borusunun iç katmanının asit ve diğer mide salgılarıyla birlikte tahriş ve tahrip olmasıdır. Bunun sonucunda erken evrede sadece ağrı, yanma ve kusma problemleri oluşurken geç safhada yemek borusunun yaralanmasıyla birlikte kanamalar, bu bölgede oluşan sert bir iyileşme dokusunun yerleşmesiyle daralmalara bağlı yutma güçlüğü ve hatta kansere kadar varan problemler gözlenebilir.
Modern hayatın yerleşmesiyle birlikte reflü hastalığının da görülme sıklığı belirgin bir şekilde artmaktadır. Şişmanlık, sigara ve sağlıksız beslenme en başta sayılabilecek sebepler iken fast food alışkanlıkları hazır gıdaların daha çok tüketilmesi, düzensiz yeme alışkanlıkları ve birçok ilaç bu hastalığın oluşumunu kolaylaştırmaktadır.
Tanıyı koymak birçok hastada sadece yakınmaların dile getirilmesi ile mümkün iken bazen endoskopi, sintigrafi, basınç ve PH ölçümü gibi ileri tetkiklerin yapılması gündeme gelmektedir.
Birçok hastada hayat düzeninde yapılan bazı değişiklikler ve sağlıklı beslenme kurallarına uymakla birlikte ilaç tedavisine bile ihtiyaç duyulmadan reflü yakınmaları tamamen düzelirken başka bir grup hasta ilaç tedavisine muhtaç kalmaktadır. Uzun süre ilaç tedavisi yerine endoskopik enjeksiyonlar veya elektrofrekans tedavileri gibi modern yöntemler uygulanan bir grup hasta problemlerinden kurtulurken ciddi reflü problemi olan hastalar için cerrahi tedavi gündeme gelmektedir.
Tıbbın hemen her alanında olduğu gibi teknolojinin ilerlemesiyle günümüzde GÖRH’nın tedavisi ister cerrahi ister cerrahi dışı yöntemlerle hem düşük risk hem de maksimum hasta konforu ile uygulanabilmektedir.
Mide veya göğüs kafesinin arkasında yanma, ağza acı su gelmesi sık geğirme ve yukarıda sayılan birçok yakınma geçmeyen gastrit sorunu diye geçiştirilecek ve çekilecek bir kader değildir. Doğru tanı ve uygun tedavi ile yakınmaların tamamen yok edilmesi mümkün olduğu gibi yemek borusunda darlık ve hatta kanser gibi geri dönüşü olmayan hastalıkların önlenmesi de elimizdedir. Önemli olan ilk adımın hasta tarafından atılması ve bu yakınmalarla hekime başvurmasıdır.